Yasemin

..................
-- O küre bir kapı. Çekinmeyin. Adım atmanız yeterli.
Birer adım attılar, küre içinde kayboldular. Gizler Baş Rahibi iki kadını karşıladı.
-- Korkmayın, güvendesiniz. Gitmeden önce size göstermek istediğim bir şey var...
Yer çekimi garip bir biçimde bulundukları zemine etki ediyordu. İyice dikkat edince bunun kürenin hareketinden dolayı olduğunu anladılar. Nereye gittikleri konusunda ise hiçbir fikirleri yoktu. Sonunda küre açıldı. Kendilerini inanılmaz bir teknoloji ile donatılmış bir ünitede buldular.

Bir uzay görüntüsü karşılamıştı kadınları. Birden karşılarında beyaz, buz ışıltıları yansıtan bir gezegen gördüler. Bulutlardan göründüğü kadarıyla her yanı buzlarla kaplıydı. Ulla Carolin Nobel, “Bu Dünya olamaz!..” dedi. Şaşkınlık, dehşet ve acıyla ortağına baktı. O da aynı acıyı yaşıyordu.
-- Tanrım.. Bu bizim Düya’mız olamaz.
-- Çok üzgünüm. Bu gördüğünüz, gezegeninizin gününüzden üç milyon yıl sonraki görüntüsü.

Sally Pacefic acıyla gözlerini yumdu.
-- İçim acıyor..Bakamıyacağım…
Ulla yeniden inledi:
-- Ne oldu güzel gezegenimize?
-- Dehşet verici bir buzul çağı yaşanıyor. Bir buçuk milyon yıldır sürüyor..
-- Ya insanlar! İnsanlara ne oldu?
-- Gezegen buzul çağına girmeden çok önce büyük bir kısmı gitti. Şimdi gezegende sadece birkaç üs ve koloni var. Sayıları yok denecek kadar az.

Sally Pacefic Dünya’nın uydusunu arıyordu ama, görünürde yoktu.

-- Gezegenimizin uydusu “Ay”ı göremiyorum. Arkada mı kalıyor?
Baş Rahip üzgün bir biçimde başını salladı.
-- Gezegeninizde yaşanmış en büyük göksel felaket. Hiçbir teknolojinin başa çıkamayacağı bir büyüklükte. Ay kendi kütlesine yakın bir kütle ile çarpışıp parçalandı ve uzaya sürüklendi.
-- Buzul çağı bu yüzden mi?
-- Evet. Böyle bir felaket hayatı sona erdirmek için yeterli. Gezegeninizin hem eğimi değişti, hem Güneş çevresinde daha dışa doğru bir yörüngeye kaydı. Şimdi Mars’a tahmin bile edemeyeceğiniz kadar yakınsınız. Çarpışma söz konusu değil ama, artık gezegeniniz o bildik gezegen değil…

Bu müthiş görüntü karşısında moralleri sıfır olmuş, dehşet içinde bakıyorlardı.
-- Bunu bize neden gösterdiniz ? Bütün çabalarımızın boşa olduğunu anlatmak için mi?
Gizler Baş Rahibi delici bakışlarla baktı acı içindeki kadınlara.
-- Hayır.Evrende var olmanın temel kuralı, her felakete hazırlıklı olmaktır.Süreç hiç bitmez. Her kes üzerine düşeni yapmak zorunda. Evren bu tür felaketlerle dolu. Biz de bunun için arayış içinde değil miyiz? Eğer kaderi beklemek gibi bir tutum içinde olsaydık, şimdi köşemize çekilmiş sonumuzu bekliyor olurduk. Bana, “İnsanlara ne oldu?” diye sordunuz. Bende, “Çok önce gittiler..” dedim. Eğer o medeniyet seviyesine çıkamasalardı, nasıl gideceklerdi? Dün geceki karşılaşmamızda sizleri oldukça ağır bir biçimde eleştirmiştim. Eleştiri kamçıdır. Hırsı arttırır. İnsan ömrü kozmik zaman içinde çok kısa bir an. Ama yaşam süreci devam ediyor. Her zaman kesiti kendine özgü ve kendi dinamiği ile yaşanır. Bu gün bu sorunlarla baş edip üstesinden geleceksiniz ki, yarın daha büyük sorunları aşabilin. Unutmayın, var olduğunuz gezegenden gitseniz bile gittiğiniz yerde yeni sorunlar sizi bekliyor olacak. Üç milyon yıl sonraki bu görüntüyü sizlere, her ne olursa olsun üstünüze düşeni yapmaya devam edin, en iyisini yapmaya devam edin diye göstermek istedim. Eğer formunuz evrende soyunu sürdürmeye devam ediyorsa, her kuşak işini en iyi biçimde yaptığı, geleceğe hazırlandığı için olacak. Gidenler o çok uzun süreç içinde biraz da sizlere, sizler gibi yılmadan çalışanlara borçlu. İşte size bunun için yardım ediyorum. Gezegeninizin total bilinci işte bunun için sizi sınırsız destekliyor… Oturup kaderinizi bekleyin diye değil. Evet kaderden kaçılmaz. Ama siz üzerinize düşeni yaptıkça yazgı yeniden yazılacak... “Yüce Yaradan” hiçbir şeyi duragan yaratmamış evrende. Değişim sonsuz.. Bu görüntü size umutsuzluk değil, tüm sorunları aşmak için gayret versin. Bu evrende var olmak istiyorsanız, ömrünüzü ibadet gibi bilimselçalışmalara adayın. Yaşam asla hiçbir form için tek bir gezegenle sınırlı değil. Bu gün bilemediklerinizi yarın bildiğinizde önünüzde inanılmaz ufuklar açılacak…

www.alitarga.com