Yasemin

-- Avrupa Birliği dünya gücü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Globalleşme hiçbir gücün karşı koyamayacağı kadar derinden kavradı dünyamızı. Ne yazık ki direnen kendi batağına gömülüp yok olmak gibi bir kaderi kabullenmek zorunda kalacak. Gelecekte, daha açık bir deyişle iki binli yılların ilk yirmi yılında, AB sınırları Orta Doğu’ya dayanmış olacak. Şimdi açıklayamıyorum, henüz çok erken, ama hayal bile edilemez bir genişlemeyle tartışmasız en büyük dünya gücü haline geleceğini söyleyebilirim…
--Avrupa Birliği genişleme çalışmaları polemikler içinde sürüyor. Ne var ki bize düşen polemiklere katılmak değil, hedefimiz için çalışmak. Aday ülkelerdeki değişimi sonuna kadar desteklemek zorundayız. Katılımların her iki tarafın da yararına olacağını yeterince anlatmalıyız. Örneğin Türkiye:
--Türkiye üzerinde çok duruyorum, çünkü önemi çok büyük. Hem jeopolitik, hem de stratejik konumu Türkiye’yi olmazsa olmaz yapıyor. Ama bütün bunların dışında öyle bir konu var ki, gelecekte Türkiye’yi dünya yıldızı yapacak. Geleceğin yakıtı Hidrojen diyoruz. Hidrojenin hiçbir risk içermeden depolanıp taşınmasında ve ekonomik olarak elde edilmesinde Bor gerekli. Daha doğru deyişle “Sodyum Bor Hidrür”. Bu stratejik maden Tanrı armağanı olarak Türkiye’ye verilmiş ve dünya rezervlerinin yüzde doksanına yaklaşıyor.İşte Fransa ve Almanya’nın Türkiye’nin katılımındaki gerçek bakış açısı. “Türkiye, gelecekte bir enerji devi olarak Fransa ve Almanya’yı ekonomik açıdan ezer geçerse hiç kimse şaşmasın. Bu bir kehanet değil, geleceğin verilerini doğru okumak. Bor işte böyle değerli.” --Eğer Türkiye ve Ukrayna gelecekte Avrupa Birliğine katılırsa, ki bu uğurda alacağımız yol çok uzun ve zor, AB enerji üretiminde tam bir dünya devi olacak. Katılım gerçekleşene kadar Türkiye’de işbaşında olacak bütün hükümetlerin mutlaka bilinçli ve istekli hareket etmesi gerekiyor. Eğer bu bilinç hızla oluşmazsa, iki binli yılların başında bile hala sonuç alamamış olabiliriz. Oysa şunu herkes çok iyi bilmeli ki, AB global ve mega güç olmak istiyorsa genişlemek zorunda. İyi idare edilemeyen ama müthiş bir potansiyele sahip Türkiye genişlemenin olmazsa olmazı. AB, öncelikle insana yatırım yapıp aynı zamanda doğurganlık oranını makul seviyeye çekecek bir Türkiye’yi içine sindirecek olgunluğa ulaşmalı. Laik ve Müslüman tek ülke Türkiye globalleşen dünyada yerini almadan AB’nin dünya gücü olma şansı yok. Enerji devi olacağı için değil, işte bu nedenle de Türkiye Avrupa Birliği’nin olmazsa olmazı. Yirmi birinci asrın ortalarında şaşaasını tüketip müthiş bir çöküşe sahne olacak Arap dünyasına uydu, ya da molla taklitçisi bir Türkiye görmek istemiyorum. Fosil yakıtlar geçerliliğini yitirdiğinde yaptırımlarla dibe vuracak ülkelerin çırpınışına katılmış görmek beni büyük hayal kırıklığına uğratır. Türkiye Cumhuriyeti, kurucusunun izinde batı medeniyetleri arasında yer almayı hakkeden bir ülke. Büyük deha Mustafa Kemal Atatürk Türkiye’ye Avrupa Kulübü üyesi olmayı elli yıl önce hedef gösterdi… www.alitarga.com